Pek çok insanın bu durumda cinsellik ile alakalı aklında soru bulunmasının nedeni zorlayıcı etmenlerin, hamilelikte riskli olmasıdır. Hamilelik bir süreçtir ve bir hastalık değildir. Bu detay unutulmamalıdır. Bu kapsamda hayatın her türlü akışında devam eden şeyler bir tık daha hassas olarak devam etmelidir.

Cinsellik de yine devam eden durumlardandır. Eğer anne adayının aşırı ağrılı, sancılı bir hamileliği yok ise normal seyrinde hafif kasılmalar, bazen kramp ya da ağrılar en çok olacak şekilde normal geçen bir hamileliği varsa, bu durum cinselliği etkilemektedir.

Hamilelikte Cinsellik Ne Zaman Sınırlanmalı?
Hamilelikte cinsel ilişki son 5 haftaya kadar devam edebilmektedir. Örneğin 38. Haftada doğum yapacak olan bir anne, 33. Haftasına kadar cinsel ilişkiyi sürdürebilir. Aynı şekilde 40. Haftada doğum yapacak bir anne de 35. Haftaya kadar cinsel ilişkiye devam edebilir.

Burada dikkat edilmesi gereken konu; cinsel ilişkinin çok çok uzun sürmemesi ve aşırı zorlayıcı olmamasıdır. Cinsel ilişkinin, doğumu kolaylaştırdığına dair bir ihtimal de söz konusu değildir.

Cinsel ilişki hamilelikte olumlu ya da olumsuz bir etkisi olan konulardan değildir. Ne hamilelik seyrini kolaylaştırır ne de zorlaştırır. Doğumda ise etkisiz elemandır.

Burada devreye giren en önemli nokta ise psikolojidir. Anne adayının özellikle ‘’bebeğime bir zarar gelir mi?’’ düşüncesi hamilelikte cinsel ilişkiye girme isteği konusunda köreltici bir etkiye sahiptir. Bu konuda babanın da oldukça anlayışlı olması gerekir. Hem annenin hem de babanın bu süreçlerin normal şeyler olduğunu kabullenmesi gerekir. Ancak bu sayede hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan daha kolay geçen bir hamilelikten söz edilebilir.

Son 4 ya da 5 haftaya kadar cinsel ilişkinin devam ediyor olması, olağan bir durumdur. Yine de anne, cinsel ilişki sonrası pek çok açıdan bir acı yaşıyorsa doktoruna danışabilir.

Erken Menopoz Nedir?
Yunanca mens (ay) ve pause (durmak) sözcüklerinden türeyen menopoz ergenlik gebelik gibi kadınların hayatında önemli bir yere sahiptir. Menopoz döneminde kadınlarda yumurtalıklardaki folikül miktarı azaldığı için buna bağlı olarak östrojen miktarında azalma görülmektedir. Zaman içerisinde östrojen üretimi kesilir ve yumurtalıklarda küçülme meydana gelir. Buna bağlı olarak da adet döngüsü kesilir. Menopoz yaşı dünya genelinde 45 55 olarak tanımlansa da ülkemizde 46 – 48 yaş aralığındaki kadınlarda görülmektedir.

45 yaş sonrası doğal menopoz iken daha erken menopoza girenler için erken menopoz kavramı kullanılır. Otoimmün hastalıklar, radyoterapi, kemoterapi, enfeksiyonlar, çevresel nedenler, kürtaj ve düşükler, sık gebelik, aşırı şişmanlık, hipotiroidizm gibi nedenlerden erken menopoz mümkündür.

Bazı cerrahi operasyonlar kadınlarda erken menopoza sebep olabilmektedir. Adet gören kadınlarda yumurtalıkların ya da rahmin cerrahi operasyonlar ile alınması adet kesilmesine dolayısıyla menopoza sebep olmaktadır. Radyasyon ve kemoterapi tedavileri de menopoza yol açabilmektedir.

Erken Menopoz Döneminde Hamile Kalmak Mümkün mü?
Menopoz sonrası hamilelik zor da olsa mümkündür. Çünkü yumurta hücreleri tamamen tükenmiş değildir. Bu sebeple genç kadınlarda hamilelik kendiliğinden ya da tüp bebek yöntemi ile gerçekleşebilmektedir. Yüksek FSH seviyesine sahip kadınların hamile kalma ihtimalinin düşük olduğu bilinse de sadece FSH seviyesine bakarak karar verilmemesi gerekmektedir.

Hormon testleri ve ultrason gibi yöntemlerle yumurtalıkların değerlendirilmesi yapılabilse de hamilelik şansının belirlenme olasılığı düşüktür. Klinik testler sonucunda yumurtalarda azalma tespit edilen bireylerde gebe kalma şansları yumurtlama tedavi yöntemleri ile arttırılabilmektedir. Ancak bu tedaviye zaman kaybedilmeden hemen başlanılması önem taşımaktadır. Anne adayının yaşı en önemli faktördür.

Ailede erken menopoz öyküsü bulunanların özellikle hamileliği ertelememesi gerekmekte ancak kadınlar birçok sebeple evlilik ya da hamileliği erteleyebilmektedirler. Erken menopoza girmiş kadınlarda yumurtaların ya da yumurtalıkların dondurulması yöntemi ile doğurganlık kaybolsa da kendi yumurtaları ile hamile kalınabilmektedir. Sigara kullanımından kaçınma, iyi beslenme, yumurtalıklar üzerinde yapılan cerrahi tedavilerin niteliği ve tekniğinin iyi belirlenmesi, tüberküloz ve kabakulak gibi enfeksiyon hastalıklarının kontrolü gibi daha birçok faktöre gereken özeni göstererek erken menopozun önüne geçilebilmektedir.

Hamileliğiniz sırasında ilk gittiğiniz doktor sizden, hamileliğiniz sırasında bebeğinizde bir rahatsızlığa sebep olacak durumların olup olmadığını saptamak için bazı testler yaptırmanızı ister. Bu testlerin asıl amacı, hamileliğiniz ilerlediği sıralarda yaşanabilecek bir olumsuzluğu önceden tahmin ederek ona göre tedbirler almaktır. Bu da demek oluyor ki, hem sizin sağlığınız hem de bebeğinizin sağlığı için yapılan testlerdir.

Hamileliğiniz sırasında ilk muayenede istenen kan tahlili ile aşağıdaki durumlar öğrenilir;
• Kan grubu
• Kansızlık probleminin olup olmadığı
• Kızamıkçık hastalığına karşı bağışıklık durumunuz
• Sarılık ya da cinsel temas yoluyla bulaşan hastalığınızın olup olmadığı
• Akdeniz anemisi ve aileden kalıtsal olarak gelen herhangi bir hastalığınızın olup olmadığı
Hamilelikte yapılan testleri ikiye ayırabiliriz. Bunlar ; tarama ve tanı testleridir.

Tarama testleri, yalnızca bebeğinizle ilgili sonuçlar saptar. Bebeğinizde belirli sakatlığın olma ihtimalini saptar. Yani anomali saptamaz.
Tanı testleri ise tarama testleri sonucu riskli çıkan değerlerin yapılacak olan testler ile kesin olarak var olup olmadığı bilgisini verir.
Hamilelik sırasında yapılan tarama ve tanı testlerinin belirli haftaları vardır. Bu testler yalnızca bu haftalar içerisinde yapılır.

Hamilelik Sırasında Yapılan Testler Listesi
• Koriyonik Villus ( CVS )
• HIV ve Hepatit B Testleri
• Ense Kalınlığı Testi
• Alfa Fetoprotein (AFP) Kan Testi
• İkili Tarama Testi ve Üçlü Tarama Testi
• Amniyosentez
• Detaylı Ultrason Taraması
• Kordosentez ( Bebekten Kan Alma İşlemi )

Öncelikle cinsellikte korunma ve istenmeyen gebelik oluşumunu önleme işlemi kadının olduğu kadar erkeğin de sorumluluğudur. Bu fikir üzerinde partnerimizle karşılıklı olarak anlayış içerisinde olmamız oldukça önemlidir. Fakat korunma yöntemleri söz konusu olunca, eğitimler genellikle kadınlara verilmektedir. Böyle bir davranış ise toplumumuzda bu konunun sadece kadınları ilgilendirdiği yönünde yanlış bir algı oluşturuyor.

Doğru bir korunma yöntemi uygulaması için partnerlerin birlikte hareket etmeleri son derece önemlidir. Bunun yanı sıra doktor desteğine de başvurulması tavsiye edilmektedir. Gebelikten korunma işlemi hem erkek partneri hem de bayan partneri ilgilendiren önemli bir konudur.

Fakat kadınlarla ilgili olan yöntemler daha çok vücuda sistemik hormon alımına bağlı olduğu için pek çok yan etkiyi de beraberinde getirmektedir.

Erkeklerle ilgili korunma yöntemlerinin ilk sırasında bulunan prezervatif ise partnerlerin sorun görmemesi halinde rahatlıkla kullanılabilir. Prezervatif korunma yöntemleri arasında en az yan etkiye sahip, avantajlı bir korunma yöntemidir.

Erkeklerde Korunma Yöntemleri
Günümüzde erkeklerin kullanabileceği korunma yöntemleri arasında 3 tercih mevcuttur. Bunlar;

Geri çekme işlemi,

Prezervatif kullanımı

ve Vazektomi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kadınlarda Gebelikten Korunma Yöntemleri

Kadınlarda korunma yöntemleri oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Bu yöntemler arasında bariyer yöntemler, hormonal yöntemler, spermisidler, tüp ligasyonu ve rahim içi araçları olarak sıralanabilir. Bariyer ve hormonal korunma yöntemleri kendi içlerinde çeşitlilik içermektedir. İsterseniz bu seçenekleri de birlikte inceleyebiliriz.

Bariyer korunma yöntemleri

• Diyafram
• Servikal başlık
• Vajinal halka

Hormonal Yöntemler

• Doğum kontrol hapları
• Koruyu iğneler
• İmplant

Acil Kontrasepsiyon Durumları Korunma Yöntemleri

Korunmasız ilişkiye girdiyseniz, üstelik doğum kontrol hapı ve prezervatif kullanmadıysanız ya da diğer herhangi bir şüpheli durumla karşı karşıya kaldığınızda kullanabileceğiniz yöntemler de vardır. Bu gibi durumlar için özellikle ertesi gün hapları olmak üzere, sık aralıklarla alınan kadın doğum hapları ve ilişki sonrası spiral uygulaması gibi yöntemler tercih edilir.

Göz altı şişliklerinin ortadan kaldırılması hususunda birçok yöntem denenebilir. Mesela bunlar arasında en yaygın olanı çay tedavisidir. Poşet çayları sıcak su içerisine bırakın ve 3-4 dakika demlenmesini bekleyin. Demlenen poşet çayları sıcak sudan çıkarın ve soğumasını bekleyin. Ardından poşet çayları göz altı şişliklerinizin üzerine bırakarak 10 dakika kadar bekleyin. Bu işlemi günde 2 defa gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca demli çay göz ile alakalı mikrop kapma ve çapaklanma gibi durumlarda da en çok kullanılan yöntemler arasında yer almaktadır.

Cilt dostlu salatalık göz altı şişliği tedavisinde de kullanılanlar arasında yer almaktadır. Halka veya uzun uzun doğradığınız salatalık dilimlerini göz altı şişliklerinizin üzerine uygulayınız. Bunu birçok defa gerçekleştirebilirsiniz. İçerisindeki cilt dostu mineraller sayesinde göz altı şişliklerinizden kolayca kurtulabilirsiniz.

Göz altı şişliklerinin soğuk tedavisi ile giderildiği de bilinmektedir. Bunun uygulamasını şöyle yapabilirsiniz. Buzdolabının buzluk kısmına bir adet yemek kaşığı bırakın ve 10 dakika bekleyin. Kaşık iyice soğuduktan sonra göz altı şişliklerinizin bulunduğu kısma hafifçe bırakın ve ısınana kadar bekleyin. Arından bir kez daha bu işlemi yeniden gerçekleştirin.

Unutmayın göz altı şişliklerinin temelinde stres yatmaktadır. Uyku düzeninize dikkat edin ve stresten uzak durmaya çabalayın.

Hamilelik Belirtileri Neler?
Hamilelik belirtilerinden en önemlisi adet gecikmesidir. Elbette her adet gecikmesi gebelik anlamına gelmez. Adet gecikmesi;

• Psikolojik sorunlar ve stres,
• Bazı hastalıklar ve ilaç kullanımı,
• Hayat standartlarında ani değişiklikler gibi durumlardan kaynaklanabilir.

Bu nedenle adet gecikmelerine ek olarak görünen bazı belirtiler vardır. Hamilelik belirtileri ilk hafta ve diğer haftalarda değişiklik gösterir. Bu sebeple hafta hafta hamilelik takibinin yapılması gerekir. Gebelik belirtileri şunlardır:

• Regl kanamasının gelmemesi
• Vajinal mukozada değişiklikler
• İştah artması ya da bazı gıdalardan tiksinme
• Duygusal değişiklikler
• Vücut ısısının artması
• Kokulara karşı aşırı hassasiyet
• Mide bulantısı ve kusma
• İdrarla alakalı şikayetler
• Yorgunluk ve bitkinlik hali
• Göğüslerde şişlikler ve hassasiyet
• Fetal hareketlerin hissedilmesi
• Artmış deri pigmentasyonu ve abdominal striaların görülmesi
Hamilelik belirtileri ilk hafta ve diğer haftalarda kişinin durumuna göre değişiklik gösterir. mesela bazı hamile kişilerde bulantı hiç olmazken, bazılarında bulantı yoğun olarak hissedilir. Burada genetik faktörler ve kişinin vücut yapısı çok önemlidir.

Hamilelik Dönemleri
Hamilelik belirtileri ilk hafta sonrasında, gelişen bir süreç kadınları bekler. Hafta hafta hamilelik takibine bakarsak, önce başlangıcı ele alalım. Gebelik başlangıcı: Dişi gamet olanoositin erkek gamet spermatozoon ile birleşmesi, kısasa döllenmesi sonucunda gebelik oluşur. Günümüzde ilerleyen teknoloji sayesinde cinsel birleşme dışında da gebeliğin oluşması mümkün. Perinatal Dönem: Gebeliğin 22. Haftasıyla, doğumdan sonraki yedinci güne çolan dönemdir. Postnatal dönem: Bu dönem doğum ve sonrasındaki altı haftayı kapsar.

Gebelik Testleri
Hafta hafta hamilelik takibi bu dönemde doktorların kontrolleriyle daha sağlıklı yapılır. Bu nedenle hamilelik sürecinde mutlaka iyi bir doktorun kontrolleri önemlidir. hatta doğumu yaptıracak kişinin takibi çok daha mantıklı olacaktır. Gebelik testleri kan ve idrara bakılması sonucunda ortaya çıkar. Kandaki Beta – HCG miktarına bakılır. Hastanelerde kan testi yoluyla anlaşılabilir. HCG ölücüm testlerinin yapılması erken dönemde hamileliklerin anlaşılmasına neden olur. Bunun dışında eczaneden alınan basit hamilelik testi de sonucun ne olduğunu anlayabilirsiniz. Bu çubukların kullanımı çok kolaydır. Hamilelik testlerinde;

• Önce çubuğu çıkarın ve içindeki küçük idrar tüpünü alın.
• Bir kabın içine idrarınızı yapın ve idrar tüpüyle bir miktar idrarı çekin.
• Daha sonra çubuğu masa gibi düz ve sert bir zemin üzerine koyun.
• Bu zemin içine idrarı damlatın ve bir süre bekleyin.
• Kısa bir süre sonra eğer çift çizgi olursa gebesiniz anlamına gelir. Tek çizgi ise gebeliğin negatif olduğu anlamına gelir.
• Gebelik konusunda testeler bazen yanıltıcı olabilir. Bu nedenle doğru zamanda bu testleri yapmanız gerekir.
• Testin son kullanma tarihine bakmalısınız.
• Hamilelik testinde HCG hormonu tespit edilir. Kanamasız geçen bir adet döneminden hemen sonra bu testin düzgün sonuç vermesi beklenemez, zira hormon tespiti yapılamaz.
• Periyodunuzun geçtiğinin en az beş gün sonrasında bu testi uygulamanız gerekir.
• Sabah lavabo kullanıldığında testi yaptığınız zaman sonucun doğruluğu artar.
• Ovulasyonun yaşandığı dönem kadından kadına farklılık gösterir. Bu nedenle testlerde de değişiklikler olabilir.
• Bazı hamilelik testleri çok daha etkindir. Bu markaları tercih edebilirsiniz.
• Hamilelik testi yüzde 99 sonuç verir. Bu nedenle doğru zamanda yapılan test size hamileliğiniz hakkında bilgi doğru bilgi verecektir.
Hamilelikte Beslenme
Hamilelikte beslenme, bebeğin gelişmesi açısından önem teşkil eder. Özellikle ilk üç ay bebeğin zeka gelişimi bakımından bir hayli önem teşkil eder. Bu nedenle anne adayının bu sürece dikkat etmesi ve gerekenleri yapması gerekir. Hamilelikte beslenme konusunda şu anekdotları verebiliriz:

• İlk üç ay sık ve az miktarlarda beslenmeniz gerekir: Bu aylarda yağsız, kokusuz, baharatsız, tuzu yiyecekler fayda sağlayacaktır. Bulanne antı bu dönemde yoğun olarak hissedilebilir. Bu nedenle bulantıyı bastırmak için beyaz leblebi ve krakerler yenilebilir. Bu dönemde anne yemek yemek konusunda zorlanmamalıdır. Gebelik sırasında beslenme anneyi bebeği doğrudan etkiler. Anne bu dönemde süt – süt ürünleri, balık, yumurta, et ürünleri tüketmelidir; ancak bu ürünlere karşı bulantı olabilir. Böyle bir durumda anne tabiki ilk üç ay canı ne isterse daha çok onu yemelidir. Sadece raf örü uzun olan ya da katkı maddesi barındıran yiyeceklerin tüketilmemesine özen gösterilmelidir.
• Gebeliğin üçüncü ayından sonraki beslenme süreci ciddi anlama bir disiplin ister:aydan sonra hormonlar daha sabit olabilir. Bu dönemde anne psikolojk ve fiziksel olarak biraz daha rahatlar. Çok sıkı bir disiplinle beslenme konusunda bu dönemde önem göstermek ve mümkün mertebe gerekenleri yapmak elzemdir.
• Günlük kaç kalori alı3 nmalı: Günlük 1600 kcal enerji tüketimi, üçüncü aydan itibaren günlük 2200 kcal düzeylerine gelir. Bundan dolayı alımın artması gerekir. 3 ana öğün ve 3 ara öğün yenmelidir. Ara öğünler için meyve, süt, sandviç ve yoğurt eklemesi
• Günlük diyet nasıl olmalı: Bu süreçte süt ve sürt ürünlerinin kesinlikle tüketilmesi gerekir. Et ve et ürünleri iyice pişirilip bu şekilde tüketilmelidir. Katkı maddesi içeren ürünler tüketilmemelidir.
• Haftada en az 3 gün yuurta yemeniz gerekir: Yumurta yüksek oranda protein içerir. Bundan dolayı protein alımında dikkat etmek gerekir.

• Akşam saatlerinde daha çok akdeniz mutfağını tercih edebilirsiniz: Akşam yemeklerinde bol zeytinyağlı tüketilmeli ve yeşil salata yenmelidir. Vitamin ve bağırsaklar bakımından bu beslenme biçimi önem teşkil eder.
• Haftada bir gün balık tüketin: Balık tüketimine önem ve özen gösterin. Midye, kılıçbalığı, köpek balığı, kral uskumru, istiridye yüksek oranda cıva içerir. Cıva içeren balıkların tüketimi sakıncalıdır. Bu duruma dikkat etmek gerekir. Haftada 350 gramdan fazla balık tüketilmemelidir. Somon, çipura, levrek gibi büyük balıklar tüketilebilir.
• Ceviz, badem ve kuru incir tüketin: Günlük tüketimde omega yağ asidi fazla olan ceviz, badem, kuru kayısı, kuru incir, badem gibi gıdalar tüketilmelidir. Çikolata, hamur işi, tatlı, pasta çok sık tüketilmemelidir.
• Günde 3 litre sıvı tüketin: Bu dönemde su, açık çay, çorba, meyve, ayran, süt tüketilmelidir. Diyabet yoksa meyve ve yeşil sebzeler sıklıkla tüketilmelidir. Maden suyu ve sodanın içeriğinde mineral vardır. Bu nedenle rahatlıkla tüketebilirsiniz. Asitli içecekler midede rahatsızlık oluşturur. Bunları tüketmemelisiniz. günde 3-4 açık çay, bir fincan kahve (tercihen filtre) tüketilebilir.
• Gebelik sürecinde alkol ve sigara kesinlikle kullanmamalısınız: Gebeliğin 3. Ayından itibaren özellikle bu disipline uyulması gerekir. Tüm gebelikte ortalama 11-14 kg alım gerçekleşir. Bu durum bünyeden bünyeye değişiklik gösterir. Gebeliğin ilk altı ayında ayda bir kg, altıncı aydan itibaren ise ayda iki kilo almak dengeli bir kilo alımıdır.
• Yüzün ve yürüyün: Gebelik sürecinde egzersiz yapmak sakıncalı değil faydalıdır. Kaliteli ve dengeli beslenmeye ek olarak, gebeliğin 3. Ayından itibaren düzenli bir egzersiz programı oluşturabilirsiniz. Tehlikeli sporlar, ağırlık içeren egzersizler ve bisiklet gibi spor dallarından uzak durmalısınız. Yüzme ve yürüyüş gebelik için oldukça ideal spor dallarıdır.
Genel olarak hamilelikte beslenme önemlidir ve bu dönemde beslenmenize ne kadar dikkat ederseniz, bebek de o kadar sağlıklı gelişim gösterir.

Hamilelikte Cinsel İlişki
Hamilelikte cinsel ilişki anne adayının kendini rahat hissettiği haftalara kadar serbesttir. Bu durumda önemli olan gebeliğin sağlıklı şekilde ilerlemesidir. Gebelik konusunda sorun yoksa hamilelikte cinsel ilişki yaşanabilir. Gebelik riskliyse, mutlaka doktorunuza durumu danışmalısınız. Hamilelik sırasında;

• Düşük riski,
• Eken doğum riski
• Kanama
• Enfeksiyon sorunları varsa hamilelikte cinsel ilişki konusunu doktorunuza danışmalısınız. Genel olarak sorunlu hamileliklere cinsel ilişki önerilmez.

Hamilelik ve Ultrason Görüntüleri
Hafta hafta hamilelik ve ultrason görüntüleri doktor kontrolünde takip edilir. Gebelik ultrasonla yaklaşık beşinci haftada görünmeye başlar. Altıncı hafta itibariyle bebeğin kalp atışları ultrasonografi cihazının doppler özelliğiyle duyulur. Hamileliğin ilk aylarında bebeği tamamen görebilirsiniz. Gebelik ilerlediği zaman, bebeğin görüntüleri parça parça görüntülenebilir.

Hafta hafta hamilelik ve ultrason görüntüleri takip edilmelidir ki, bu süreçte herhangi bir sorun varsa kontrol altına alınabilsin. Ultrasonlar birlikte;

• Bebeğin duruşu ve suyu kontrol edilir.
• Bebekte anomali var mı, bu durum 18 – 20 hafta civarında yapılan detaylı testlerle anlaşılır.
• Gebelik var mı, varsa bebek canlı mı kontrol edilir.
• Bebeğin kilosu ne kadar ve kilosu haftaya göre normal mi kontrol edilir. Bebeğin gelişimi kontrol edilir.
• Bebeğin ense kalınlığı normali mi buna bakılır.
• Gebeliğin tam olarak kaç haftalık olduğu anlaşılır.
• Bebeğin kafa çapı ve bacak uzunluğu normal mi buna bakılır.
• Biyofizik profil değerlendirmesi yapılır. Bu değerlendirmeyle bebeğin solunumu, kas tonusu ve hareketleri kontrol edilir.
• Dördüncü aydan sonra cinsiyetinin ne olduğu anlaşılır.
• Rahim ve yumurtalıklarda myom veya kist olup olmadığı anlaşılır.
• Erken doğum riski varsa rahim ağzı uzunluğu ölçülebilir.
• Gerekli durumlarda doppler inceleme yani kan akımı değerlendi
• Amniosentez ya da CVS gibi müdahaleler için kullanılır.
Hafta hafta hamilelik ve ultrason görüntüleri sayesinde gebelik daha rahat takip edilir. İsterseniz üç boyutlu ultrasona girebilir ve bebeği daha yakinen görebilirsiniz. Ultrason;

• Hamileliğin ilk aylarında
• 11-14 hafta arasında
• 18-20 hafta civarında ayrıntılı ultrasonografi
• 32 hafta civarında
• 38 hafta civarında uygulanır. Gerekli görünen durumlarda yeniden
Cinsiyet 15 ile 20. Hafta ayırt edilebilir. Bu konuda bebeğin duruşu önemlidir.

Hamilelik Takvimi
Hamilelik takvimi sandığınızdan daha farklı olabilir. Bu konuda bazı internet uygulamalarını kullanabilirsiniz. Hamilelik takvimine göre;

• 4-5 haftalık gebeliklere bir aylık denir.
• 8-9 haftalık gebeliklerde iki ay bitmiş sayılır.
• 12-13 hafta bittiği zaman üç ay bitmiş sayılır
• 16-17 hafta bittiği zaman, dört ay bitmiş sayılır.
• 20-21 hafta bittiği zaman beş ay bitmiştir.
• 24-25 hafta bittiğinde altı ay tamamlanmış olur.
• 28-29 hafta bittiği zaman yedi ay bitmiş sayılır
• 32-33 hafta bittiğinde sekiz ay bitmiştir.
• Hafta bitimi dokuz ayın sonuna gelir.
• 40 hafta bitince dokuz ay on günlük süreç tamamlanmış olur.
Hamilelik takvimi değerlendirmesi haftalara göre yapılır. Bu nedenle hafta takibinizi düzenli olarak yapmalısınız.

Hamilelikte Giyim
Hamilelik döneminde kadının bünyesi ve görüntüsünde ciddi değişiklikler olur. Böyle olunca hamilelik kıyafetleri konusunda güncelleme yapmak gerekir. Farklı markaların hamilelik kıyafetleri vardır. sadece bu konuda hizmet veren mağazalar bulunur. Bu nedenle kıyafet bulmak konusunda sorun yaşamazsınız. Bu dönemde daha çok karnınızı sıkıştırmayacak, rahat kıyafetler seçmeniz gerekir. Hamilelik kıyafetleri arasında gebelik pantolonları kadınlar tarafından özellikle kış hamileliklerinde sıklıklar tercih edilir. Yaz dönemine gelen hamileliklerde elbiseler rahat olur. Bu dönemde de modayı takip edebilir ve gayet şık olabilirsiniz.

Hamilelik Döneminde Doktor Kontrolü
Hamilelik döneminde doktor kontrolü şarttır. Hatta mümkünse anne adayı, doğumu yaptıracak doktoru seçmelidir. En başından sonuna kadar süreci takip eden bir doktorun olması, bu dönemin daha sağlıklı geçmesini sağlar. Ayrıca anne adayı kendini güvende hisseder ve kendini bu döneme hazırlamış olur. Bu nedenle uzman seçimi bir hayli önemlidir. Doktorlar hem bu sürecin takibi ve koordinasyonunu sağlar, hem de anne adayını bilmediği konular hakkında yönlendirir.

Doğumun Başladığı Nasıl Anlaşılır?
Doğumun başladığına dair ilk emareler sancı, lekelenme ve su gelmesi olarak geçer. Hamileliğin son aylarında anne karnı dönem dönem sertleşir. Kasılma ve ağrılar bu dönemde yalancı sancıların oluşmasına neden olur. Bunlar rahmi doğuma hazırlar. Yani bu sancılar doğum sancısı değildir. Doğum sancıları düzenli aralıklarla daha sık gelir. Sancılar gittikçe şiddetli hale gelir. Bu süreçte karnınız ciddi anlamda sertleşecektir. Lekelenme ve nişan gelmesi durumu ise rahim ağzında hafif kanama anlamına gelir. Normal doğum belirtilerinden biri de su gelmesidir. Sancı ya da nilşna gelmese bile, suyunuz patlarsa doktorunuzu aramalısınız. Böyle durumlarda doğuma vakit olsa bile, erken doğum söz konusu olabilir. Akıntı ile suyu karıştırmamaya özen göstermelisiniz.

Doğumun Nasıl Olacağı Ne Zaman Belli Olur?
Doğum şekli normal doğum ya da sezaryen olabilir. doğumun ne şekilde gerçekleşeceği son ana kadar belli olmayabilir. Bazen ani gelişen durumlar neticesinde anne adayı ameliyata alınmak durumunda kalabilir. Bu nedenle doğum öncesinde gereken kontroller yapılır. Bebeğin kalp atışlarında önemli bir değişiklik olması, normal olan doğumun sezaryene dönmesine neden olabilir.

Hamilelik testi nasıl yapılır?

Evde İdrar İle Gebelik Testi Yapmak
Evde rahatlıkla yapabileceğiniz hamilelik testi için, herhangi bir marka kimyasal şerit kullanabilirsiniz. Eczanelerden temin edebileceğiniz gebelik testi şeridinin üzerine, idrarınızı dökerek yapabilirsiniz. Bunun yanı sıra her markada farklılık gösteren kimyasal şeritler, farklı kullanım şekillerine sahiptirler.

Kimi marka şeridi bir kabın içerisindeki idrarınıza batırıp sonuç elde edebileceğiniz gibi, kimisini ise idrar yaparken altına tutmak suretiyle de hamilelik testi yapmak mümkündür.  Her marka testin kendine has bir yöntemi ve süresi olsa da, genellikle birkaç dakika içinde idrar ile hamilelik testi sonucunu görmeniz mümkündür.

Kan Testi ile Gebelik Testi Yapmak
Bir diğer gebelik testi yöntemi ise, sağlık merkezlerinde uzmanların yapacağı hamilelik testi olup, verilen kanın test edilmesi ile yapılmaktadır. Hamilelik testi için gideceğiniz sağlık merkezine vereceğiniz birkaç damla kan örneği ile, gebe olup olmadığınızı rahatlıkla öğrenebilirsiniz.

Kan ile yapılacak hamilelik testleri de, yine büyük bir başarı yüzdesine sahip olup, %99’un üzerinde doğru sonuçlar vermektedir.

Gebelik Testi Ne Zaman Yapılmalıdır?
Hamilelik testi için hamile kalma olasılığını bildiğiniz zamandan 14 gün sonra test yapmak, daha kesin sonuçlar almanıza yardımcı olacaktır. Ancak en güvenilir sonucu elde edebilmek için, kaçırdığınız adet döneminden sonra gebelik testi yaptırmanız daha yararlıdır.

İdrar testi yaparak gebelik testini gerçekleştirmek istiyorsanız, bunun için en iyi zaman sabah uyandıktan hemen sonraki zamandır. Çünkü gün boyunca bol sıvı tüketiminden sonra bu testi yapmak, yapılan testin doğru sonuç vermeme ihtimalini artırmaktadır.

Kullanılan İlaçlar Sonuçları Etkiler mi?
Kullanmış olduğunuz bazı sonuçlar, hamilelik testi sonuçlarından doğru netice almanızı önleyebilmektedir. Özellikle aşağıda yer alan ilaçlar, test sonuçlarını etkileyebilecek özelliklere sahiplerdir.

• Parkinson hastalığı için kullanılan ilaçlar
• Uyku ilaçları
• Sakinleştirici ilaçlar
• İnfertilite ilaçları
• Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar
• Diüretikler

Hamilelikte MR Çekilir mi?
Açılımı “manyetik rezonans” olan MR işlemi, uzun yıllardan beri kullanılan görüntüleme yöntemleri arasında yer almaktadır. Bebeğe zarar verebileceği kaygısıyla sorulan Hamilelikte MR çekilir mi? Sorusu, haklı olarak anne adaylarının tedirginliğini ortaya koymaktadır.

Sorunun cevabına gelecek olursak, MR anne adayında ve çocukta görülebilecek hastalıkları, daha rahat bir şekilde tespit edebilmektedir. Cihazın ilk kullanılmaya başladığı zamanlarda bir takım komplikasyonlara neden olduğu doğru olsa da,  günümüzde teknolojinin geldiği son noktada, böyle bir durum söz konusu değildir. Hatta hastalıklar ve olası aksaklıklar için, çok faydalı bir görüntüleme sistemi olduğu kabul edilmektedir.

MR İle Çok Çeşitli Hastalıkların Teşhisi Mümkün
Hamilelik döneminde MR çektirmek, anne adayında ve bebekte görülecek çok çeşitli hastalıkların teşhisi için, oldukça önemli bir cihaz olarak kabul edilmektedir.  Ancak bugüne kadar MR ve hamilelik arasındaki bağa baktığımızda, elektromanyetik alanların hamileliğe olan etkileri konusunda, tutarsızlıklar olduğunu görebiliriz.

Önemli olan anne adayının, çok uzun sürede MR’dan kaynaklanan elektromanyetik ışınlara maruz kalmamasıdır. Her ne kadar görüntüleme açısından faydalı bulunsa da, gereksiz yere MR çektirmekten de uzak durulması, daha iyi olacaktır.

Aşağıdaki durumlarda ise, mutlaka MR uygulaması yapılmalıdır.

• Kanser hastalarında
• Beyin ve omurga hastalıkları için belirtiler görülmesi durumunda, ya da bu hastalıkların varlığında
• Ceninde anormal bir durum olduğunun tespit edilmesi halinde, ya da bununla ilgili şüphe duyulduğunda
• Pelvis, gövde ya da göğüs bölgesinde, bir takım sorunlar bulunan hastalarda

Özetle MR’ın anne adayları ve bebek için uzun süre MR ışınlarına maruz kalmamak koşuluyla, bir sakıncasının olduğunu ya da olmadığını net bir şekilde söylemek mümkün değildir. Bunun için, araştırmaların daha ciddi bir şekilde yapılması gerekmektedir. Ancak yukarıda bahsedilen önemli durumlarda, MR kullanımı yarar sağlamaktadır.

Hamilelikte Diş Ağrısı Nasıl Geçer?
Hamilelikte diş ağrısı nasıl geçer? Sorusuna cevap verirken, doktor tavsiyesinde bulunmadık. Zira zaten mümkünse yapılması gereken ilk iş, doktora gitmek olmalıdır. Ancak o an için buna imkanı olmayanlar için, bir takım öneriler sunuyoruz.

Dişlerinizi fırçalayın
Hamilelik döneminde görülecek diş ağrıları için, dişleri fırçalamak basit bir yöntem olarak görülmektedir. Dişleri fırçalamanın, hamilelik açısından herhangi bir sakıncası bulunmamaktadır.

Tuzlu ve Sirkeli Su İle Gargara
Uygulayabileceğiniz bir diğer yöntemde, tuzlu ve sirkeli su ile gargara yapmaktır. Bunu dişlerinizi fırçaladıktan sonra yapmanız, daha fazla yarar sağlayabilir. Bir çay bardağı suyun içerisine 3 tatlı kaşığı tuz ve biraz sirke ekleyerek, ağrıyan diş bölgesi başta olmak üzere, ağız içinizi iyice gargara yapın.

Karanfil ve Karanfil Yağı
Gebelikte diş ağrısı için komplikasyonlara neden olmadan faydalı olacak bir diğer yöntem ise, karanfil ve karanfil yağı uygulamalarıdır. Birkaç adet kuru karanfili ağrıyan dişinizin üzerine koyarak, karanfilin yumuşaması ile sızan suyun, dişinize akmasını sağlayın. Karanfil yağı kullanmayı düşünüyorsanız da, bir tutam pamuk üzerine karanfil yapı dökerek, pamuğu ağrıyan dişinizin üzerine koyun. Karanfil uygulamalarının, diş ağrınızı hafiflettiğini göreceksiniz.

Soğuk Kompres Uygulaması
Gebelikte diş ağrısı için deneyebileceğiniz bir diğer yöntemde, soğuk kompres uygulamasıdır. Ağrıyan dişinizin olduğu tarafa yanağınızın üzerine, bir beze sarılmış buz koyarak, ağrınızın hafiflemesini bekleyin. Her zaman olmasa da, bazı nedenlerle ortaya çıkan diş ağrıları için etkili bir yöntemdir.

Mutlaka Sarımsak
Ağrıyan dişinizin üzerine koyacağınız sarımsak, hamilelikte diş ağrısına ne iyi gelir? Sorusuna verebileceğimiz etkili cevaplar arasında yer almaktadır. Güçlü antibiyotik özelliği bulunan sarımsak, sağlık açısından oldukça faydalı olup, bakterilerin yok olmasında önemli bir savaşçıdır.

Beslenme Önemlidir
Hamilelikte diş ağrısı için uygulayabileceğiniz bu yöntemlerin yanı sıra, diş ağrısı sorunu ile karşılaşmamak için, beslenmeye dikkat etmek oldukça önemlidir. Fazla asitli, şekerli ve gazlı içecekler,  çok soğuk ve sıcak yiyecek ve içecekler, diş ağrınızı artıracak veya diş ağrısını tetikleyecek şeylerdir. Bu nedenle bunlardan uzak durmanızda yarar vardır.

Selülit probleminin önüne geçmek için öncelikle, kan akışını dengelemek, sağlıklı bir kan akışına sahip olmak gereklidir. Bu selülit probleminin giderilmesi için ilk aşamayı oluşturmaktadır. Daha sonra ise sağlıklı ve dengeli beslenmek selülit oluşumunun önüne geçmektedir. Bu nedenle tükettiğiniz besinlere dikkat etmelisiniz.

Spor selülit oluşumunu engellemek için oldukça önemlidir. Yürüyüş yapamıyorsanız, evde minik bacak egzersizleri ile selülit oluşumunu engelleyebilirsiniz. Hafif egzersizlerle ve kendinizi yormamaya dikkat edin. Basen ve kalça egzersizlerine ağırlık vermelisiniz. Gün içerisinde yeteri miktarda su tüketimi de selülit oluşumunu engelleyen unsurlar arasında yerini almaktadır.
Hamur işi ve unlu mamullerin tüketimine dikkat edilmelidir. Aşırıya kaçmamaya çalışılarak kilo alınmasının da önüne geçilmelidir. Lifli gıdaların tüketimine önem göstererek basenlerinizde uygun yapıların oluşmasına katkı sağlarken selülit oluşmasını engelleyici bir takviye yapmış olursunuz.

Hayvansal yağlar yerine bitkisel yağlara ağırlık verilmelidir. Özellikle de zeytinyağı kullanımı selülit oluşumunu azaltıcı ve engelleyici özellik göstermektedir. Selülitlerden kurtulmak için yapmanız gerekenlerin başında egzersizler gelmektedir. Uygun ölçülerde spor yapmayı sürdürmeye devam ederek selülitlerinizden kurtulabilirsiniz.