Etkin idare 1970’lerde icat edilmiştir ve bugün doğum hastanelerinde kullandığımız birçok rutin prosedür, bu uygulamayı desteklemek için yaratılmıştır. Bugün bile bu uygulama, doğum bakımının temel yapıtaşı olarak geçerliliğini korumaktadır.

Etkin idarenin bir takım temel unsuru vardır. Bunlardan ilki (panotgram) eylem grafiğidir. Eylem grafiği, “normal” bir doğum sürecini, ilk evresi en fazla 12 saat, ikinci evresi de en fazla 2 saat olacak şekilde bir grafik ya da tablo halinde verir (Bu, ilk doğumlar için geçerlidir, ikinci doğumlarda eylem grafiği daha da kısıtlayıcıdır). Etkin idarenin amacı, kadınları bu eylem grafiğine uydurmaktır. Bunu sağlamak için bugün hasataneler, ilaç karışımları, teknoloji ve cerrahi müdahaleye başvurmaktadırlar.

Buna dahil olan rutinler, hastaneye gelir gelmez kadının su kesesinin açılması, sancılarının ve bebeğin kalp atışlarının düzenli olarak izlenmesidir. Ayrıca sentetik hormonlarla sancıya ivme kazandırmak amacıyla müdahale etmek de dahildir. Anne ve bebek hala işbirliğine yanaşmıyorlarsa da, sıra bebeği forseps, vakum veya sezaryen ile almaya gelir.

Acı, korku ve saatlerle yarışarak sancı çekmenin verdiği kaygı sancının süresini olumsuz etkileyeceğinden ve kadının ağrı algısını değiştireceğinden, doğumu etkin idare edilen kadınlara bir de ağrı kesiciler almaları salık verilir.

işte, birçok aklı başında, iyi eğitimli ve kaderini kendi ellerinde tuttuğuna inanan kadının, kafasını sallayarak, kendi kendine, bunun kendi başına asla gelmeyeceğini ve kendi hastanesinin çok farklı olduğunu düşündüğü nokta, bu noktadır. Ancak İngiltere’deki doğum ünitelerindeki uygulamalarla ilgili yapılan bir araştırma öyle söylemiyor. Hastanelerin %90’ında kadın hastaneye gelir gelmez, amniyon zarının yırtılması uygulaması var. Bazı merkezlerde, doğumun suni olarak başlatılma oranı %60’la n bulmakta, ortalama olarak da %45 oranında gerçekleşmektedir. İngiltere’deki doğumevlerinin yarısından çoğunda, genel politika olarak, bebeği dışarıya itmek için annelere yalnızca bir saat verilmektedir. Bu sürenin sonunda, bebeği, aletler ya da cerrahi müdahale vasıtasıyla doğurtma yoluna gidilmektedir.

Doğumun etkin idare edilmesi yöntemi, doktor ve ebelere, sancıların süresini ve ağrıları azaltan, ciddi komplikasyonları bertaraf eden ve daha iyi sonuç alınmasını sağlayan bir yöntem olarak pazarlanmış olsa da, bu vaadleri gerçekleşleştirdiğine dair hâlâ kesin bir kanıt yoktur. Aksine, doğum sürecine etkin müdahale edilmesinin, sancı süresini uzattığını destekleyen kanıtlar vardır. Bu tür doğumlarda, aletle doğurtulma, bebeğin doğmasından hemen sonraki ciddi kanama ve rahim yırtılması riski daha fazladır.

Doğum sürecine müdahale edilmesinin sonucu olarak uzun süreler oksijensiz kalan bebekler ile, serebral palsi (bebek ve çocuk beyninde oluşan bir hasara bağlı olarak gelişmiş olan kalıcı duruş, hareket ve denge kusuru) riski arasında da bir bağlantı olduğu, yakın zamanda bulunmuştur. Yılda doksan bebeğin, doğrudan, doğum sürecine müdahale edilmesinin bir sonucu olarak öldüğü tahmin edilmektedir. Ancak, doğumun etkin idaresi yönteminin, doğum olayına belki de en büyük etkisi, kadınların “sancıların yetersizliği” nedeniyle, sezaryenlerin sayısını artırması oldu.
Doğumun etkin idaresi yöntemine şiddetle çıkan çeşitli grup ve felsefeler vardır.

1969’da kurulmuş olan Etkin Doğum Hareketi, kadınların, doğumun etkin idaresine tepkisinin ve güvensizliğinin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Etkin doğumda, kadınların, bedenleriyle ve yerçekimiyle ortak hareket etmeleri sağlanıyor. Bedenlerinin nasıl çalıştığını, pelvisin, rahmin, serviksin ve bebeğin, doğum sürecinde hangi rolü üstlendiğini anlamaları sağlanıyor. “Doğum Planı” da, etkin idareye bir tepki olarak çıkmıştır. Doğum planı kavramı da, kadınların etkin idareyi sevmemelerinin ve bu sürece müdahil olanlara, doğum süreçlerine hiçbir şekilde müdahale edilmesini yada uzatılmasını istemediklerini, tutarlı bir şekilde anlatabilme ihtiyaçlarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Doğum esnasında alternatif ilaçların kullanılması da, bir anlamda, doğuma müdahale edilmesine bir tepkidir. Bu konunun uzun uzadıya incelenmesi bu ın kapsamı dışındadır ancak bunu da akılda tutmakta yarar vardır. Alternatif terapiler doğumda çok etkili olabilirler ancak bu sadece, doğum sürecini doğal akışında yaşayan kadınlar için geçerlidir. Sancı ve kasılmalarına müdahale edilmiş bir kadının ağrılarını giderecek doğal bir ilaç nadiren bulunabilir. Nefes alma teknikleri, yürüme ve masaj da etkisiz kalır.

Birçok doktorun, alternatif yaklaşımların doğumda etkisiz olduğuna hükmetmiş olmalarının nedeni, bu yaklaşımların ancak başka bütün yollar denenip tükendiğinde, örneğin, sancının on birinci saatinde denenmiş olmalarıdır. Doğumun etkin idaresi yöntemiyle ilerlemekte olan bir doğumun ağrılarını, bir damla lavanta yağıyla hafifletmeye çalışmak, tabanı delik olan bir kovayla bir orman yangınını söndürmeye çalışmakla aynı şeydir. Müdahalesiz ve sorunsuz bir doğum yaşamak isteyen kadınlar için en mantıklı yaklaşım, nasıl devam etmesini istiyorlarsa, öyle başlamalarıdır.

Öte yandan, doğumun sorunsuz yaşanması, sadece doğumun etkin idaresi yönteminden kaçınmakla olacak bir şey değildir. Here nerede ve nasıl doğum yapmayı seçmiş olursanız olun, sorunsuz bir doğum yaşamak için sağlanması şart olan bir takım önemli unsurlar vardır. Sağduyu, annenin rahat ve dingin olmasını, yanındaki insanlara güveniyor olmasını, iyi beslenmiş olmasını, susuz kalmamamış olmasını, kaçınılmaz olan doğum sancılarıyla rahatça baş edebilmek için hareket özgürlüğünün sağlanmış olmasını şart koşuyor.

Doğum sırasındaki önceliklerinizi düşünmek için hiçbir zaman erken değildir. Göreceli olarak sadece kısa bir süre sürse de, bir kadının doğumu nasıl deneyimlediği, onu ciddi ve beklenmedik şekillerde etkileyebilir. Doğum deneyiminizi asla unutmayacaksınız ve eğer birşeyler ters giderse, geri dönüp baştan başlama şansınız da yok. Kadınların doğumla ilgili tutumunu araştıran çalışmalara göre, ne istediğini bilen kadınların, istediklerini elde etme ihtimalleri daha fazla. Doğumda deneyiminden tatmin duyduklarını belirtenler de, yine bu gruptaki kadınlar. Öte yandan, kararsız kalan ve kendilerinin yerine başkalarının karar almasına izin veren kadınlar, bu deneyimden en zayıf çıkanlar oluyor.